*Ağız açmak:* Konuşmaya başlamak.
*Ağız açtırmamak:* Çok konuşarak başkalarının söz söylemesine müsaade etmemek.
*Ağız değiştirmek:* Eskiden söylediğinin tersini söylemeye başlamak.
*Ağız etmek:* Yaranmak için kibar konuşmaya çalışmak.
*Ağız yapmak:* Karşısındakine gerçeği söylemekten kaçınarak dolambaçlı konuşmak.
*Ağızdan ağıza geçmek:* Bir sözün herkes arasında söylenilmesi.
*Ahfeş’in keçisi gibi baş sallamak:* her sözü, her söyleneni anlamadan, üzerinde düşünmeden başıyla onaylamak.
*Ateş püskürtmek:* Burnundan solumak, sinirlenmek.
*Atı alan Üsküdar’ı geçti:* Birinin istediği sonucu elde ettikten sonra artık geriye dönme gereği veya olasılığı olmadığını belirtir.
*Ayak basmak:* Bir yere ulaşmak.
*Ayakta tutmak:* Bir şeyin bozulmasını önlemek, sürüp gitmesini sağlamak.
*Başını ağrıtmak:* Gereksiz sözlerle birini bunaltmak.
*Çam devirmek:* Karşısındakine dokunacak ya da kötü bir sonuç doğuracak söz söylemek, pot kırmak.
*Çorbada tuzu bulunmak:* Yapılmakta olan bir işte küçükte olsa katkısı bulunmak.
*Demokles’in Kılıcı :* her an gerçekleşebilecek tehlike, insanı tehdit eden şey.
*Dile getirmek:* İfade etmek, söylemek.
*Dile gelmek:* Konuşmak, söylemek.
*Dili dönmek:* Söylenmesi güç bir sözcüğü söyleyebilmek, amacını iyi anlatmak.
*Evi sırtında:* Çok az olan eşyasını hemen yüklenip hemen göçebilen.
*Fırsat kollamak:* Yapmak istediği bir iş için uygun zaman veya bir durum beklemek.
*Gönlünü etmek:* Birini razı ve hoşnut etmek.
*Göz kulak olmak:* Korunması, gözetilmesi gereken bir kimseyi ya da şeyi görüp gözetmek, korumak, ona bakmak.
*Gözden düşmek:* Kendisine değer verenlerin sevgilerini ve güvenlerini yitirmek, eskisi gibi sevilmemek ya da değerli bulunmamak.
*Gözüne kestirmek:* Başarabileceğine inanmak.
*İçi ezilmek:* Açlıktan midesi kazınmak, rahatsız olmak.
*Kafası işlemek:* Bir konu üzerinde iyi düşünebilir olmak.
*Kene gibi yapışmak:* Musallat olduğu için kimsenin yakasını bırakmamak.
*Kılı kırk yarmak:* İnce eleyip sık dokumak, bir şeyi ayrıntılı incelemek.
*Kuyruğuna basmak:* Birini incitip saldırıda bulunmasına yol açmak, tahrik etmek.
*Ne pahasına olursa olsun:* Her türlü sıkıntıyı, tehlikeyi, özveriyi göze almak.
*Ömür çürütmek:* Uzun uzun emek vermiş ya da boşuna vakit geçirmiş olmak.
*Pabuç pahalı olmak:* Herhangi bir durumun ya da girişilen bir işin sonunda zararlı çıkma olasılığı bulunduğunu belirtir.
*Tadını kaçırmak:* Güzel bir durumu, hoşa gitmeyecek davranışlarla, aşırılığa kaçarak tatsızlaştırmak.
*Tadında bırakmak:* Güzel giden bir şeyi tatsız bir duruma sokacak ölçüsüzlüğe vardırmak.
*Taş kesilmek:* Çok şaşırıp ne yapacağını, ne söyleyeceğini bilememek, sesini çıkaramaz olmak.
*Tatlıya bağlamak:* Bir anlaşmazlığı, her iki tarafı da memnun edecek şekilde bağlayıp sonuçlandırmak.
*Ters tarafından kalkmak:* Aksiliği, huysuzluğu, tersliği üzerinde olmak.
*Yolunu kesmek:* İlerlemesine engel olmak.
*Yolunu tutmak:* Bir yere gitmek için yola çıkmak.
*Yüreğini serinletmek:* Üzüntüsünü bir dereceye kadar azaltmak.
*Yüz çevirmek:* Gösterdiği ilgiyi kesmek.